"Çürümüş yelkenliler gibi fırtınada sürükleniyoruz; yaralarımız öyle büyük ki, içine şemsiye sokulabilir; ama acı çekmek yok, cesaret de yok. Biz ve kişiliklerimiz - çünkü biz kişiliğimiziz - terk edilmiş gemiler gibi batıyoruz; ilk fırtınaya bile dayanamayacak kadar çürümüş birer yelkenliyiz."
Henry Miller, Çılgın Üçlü
yılın ilk yeşillik, ot, börtü böcek macerasını yaşamış bulunmaktayım. her ne kadar havanın ısınması insanı mutlu etse de, işin börtü böcek kısmından hevesim kursağımda kaldı. yılın şu döneminde ormana gidilmez ben bunu öğrendim bugün. zaten klinik boyutlarda örümcek korkusu olan ben, bir de her daldan sarkan şu arkadaşlar sayesinde krizin eşiğinden döndüm:
kendileri metamorfoz geçirmeye cebelleşen tırtıllar oluyorlar. etrafımızda uçan bembeyaz kelebeklere "aaa ne güzel" tadında yaklaşan ben, bu tırtılcıkların bir numaralı düşmanıyım. bütün gün kafamızdan, sırtımızdan, popomuzdan dahi sarktılar yahu, insaf...
aklıma küçükken izlediğim pokemon'daki caterpillar karakteri geldi. kendisi de baş karakterlerden biri olan kızcağız tarafından hiç sevilmezdi. ben de şu an aynı duygular içerisindeyim bu yaratıklar hakkında. o karakter de şöyle bir şeydi:
sonuç olarak ağaçlardan sarkan bu "canavarlar" yüzünden (tanrım ne kadar dramatiğim!) yeşil günüm çok da keyifli olmadı. ormana kelebeklerin metamorfoz mevsimi geçtikten sonra gidilir, bu da benim bugünkü dersim.
kendileri metamorfoz geçirmeye cebelleşen tırtıllar oluyorlar. etrafımızda uçan bembeyaz kelebeklere "aaa ne güzel" tadında yaklaşan ben, bu tırtılcıkların bir numaralı düşmanıyım. bütün gün kafamızdan, sırtımızdan, popomuzdan dahi sarktılar yahu, insaf...
aklıma küçükken izlediğim pokemon'daki caterpillar karakteri geldi. kendisi de baş karakterlerden biri olan kızcağız tarafından hiç sevilmezdi. ben de şu an aynı duygular içerisindeyim bu yaratıklar hakkında. o karakter de şöyle bir şeydi:
sonuç olarak ağaçlardan sarkan bu "canavarlar" yüzünden (tanrım ne kadar dramatiğim!) yeşil günüm çok da keyifli olmadı. ormana kelebeklerin metamorfoz mevsimi geçtikten sonra gidilir, bu da benim bugünkü dersim.
insanların isimleri karakterlerini etkiler derler.
bir çiçeği koklamaya kıyamaz insan, "narin" diye...
peki Narin'e nasıl kıyılır?
http://www.kaosgl.com/icerik/narine_kiydilar
bir çiçeği koklamaya kıyamaz insan, "narin" diye...
peki Narin'e nasıl kıyılır?
http://www.kaosgl.com/icerik/narine_kiydilar
"kendine iyi bak" şu hayattaki en hüzün verici cümlelerden biri..
hem bir vedayı hem de bir umursamazlığı içeriyor. her ne kadar yöneltildiği kişiye önemseniyormuş izlenimi vermeye çalışsa da, aslında onu kestirip atıyor. belirsiz bir geleceğin ortasına bırakıyor insanı. umacılarıyla, öcüleriyle korkutucu bir geleceği çağrıştırıyor.
hiç duymak istemem bu cümleyi. hiç sevmem.
hem bir vedayı hem de bir umursamazlığı içeriyor. her ne kadar yöneltildiği kişiye önemseniyormuş izlenimi vermeye çalışsa da, aslında onu kestirip atıyor. belirsiz bir geleceğin ortasına bırakıyor insanı. umacılarıyla, öcüleriyle korkutucu bir geleceği çağrıştırıyor.
hiç duymak istemem bu cümleyi. hiç sevmem.
gecenin bu saatinde çırpınıyorum deli deli :) bi de alerjilerim olmasa :(
yeni başladığım işler beni çok heyecanlandırıyor. tez konumu değiştirmem de çok iyi gelecek sanırım. uzun süre statik bir konu üzerinde çalışmak benim harcım değil. aslında konu oldukça dinamikti ama ben statik kaldım sanırım :)
uyku öncesi dua :
tanrım eğer oradaysan lütfen bana bol bol ilham ver. amin!
singiiiiiiiiiiiiiiiiiiiing in the raiiin... just singing in the rain. what a glorius feeling, i'm happy agaiinn..
http://rainboweffectdesign.blogspot.com/
http://rainboweffectdesign.blogspot.com/
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)